Sevgi Sitem

Atasözleri K


A B (C-Ç) D E F G H (I-i) K L
M N (O-Ö) P R (S-Ş) T (U-Ü) V Y Z
Atasözleri (K)
Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz: Hiç kimse her ne olursa olsun suçlu olduğunu kabul etmek istemez.
Kaçan balık büyük olur: İnsanın elinden kaçırdığı fırsatlar genellikle bir daha ele geçemeyecek kadar önemli fırsatlardır.
Kadı anlatışa göre fetva verir: Bir şeyin içeriğinden ziyade onun anlatılışı, üslubu önemlidir. Haksız kişi, olayı kendisini haklı gibi göstererek güzel bir şekilde anlatırsa dinleyen ona hak verir. 
Kadın kocasının çarığı, anasının sarığıdır: Kadın kocası tarafından her zaman terk edilebilir fakat kadının annesi onu her zaman baş tacı eder.
Kadının fendi, erkeği yendi: Kadınlar kurnazlıkta erkeklerden çok daha öndeler.
Kadının şamdanı altın olsa mumunu dikecek erkektir: Kadın erkeğin evine her ne kadar bol, değerli çeyizle gelse de evdeki bütün eksiklikleri erkek giderir.
Kalaylı bakır küflenmez: Herkesin bildiği kişi veya nesneler birileri tarafından lekelenemez.
Kalkacağın yere oturma: Kişi, kendisinden daha rütbelilerin olacağı bir yerde öne atılıp bir yer meşgul etmemelidir.
Kalp kalbe karşıdır: Sevgi, karşılıklıdır. Birinin hissettiğini, düşündüğünü diğeri de düşünür, hisseder.
Kanatsız kuş uçmaz: Şartlar sağlanmadan gerekli malzemelerden yoksun bırakılan iş ya da insandan başarı beklenemez.
Kanı kanla yumazlar, kanı suyla yurlar: Kötülük, başka bir kötülükle düzeltilmez, o kötülük ancak iyilik yapılarak ortadan kaldırılır.
Kar kuytuda, para pintide eğleşir: Kar, çukur yerlerde daha geç erir. Para da cimri olan kişide uzun süre kalır.
Kar ne kadar çok yağsa yaza kalmaz: Bir şey kendisine elverişli olan ortam kaybolduğu zaman kendisi de oradan yok olur.
Kâr, zararın kardeşidir: Ticaret yapan kişi her zaman kazanmaz. Bazen zarar edebilir. Bu, doğal bir durumdur.
Kara gün kararıp kalmaz: Kişilerin zor ve sıkıntılı zamanları sürekli olmaz. Arkasından iyi günler de mutlaka gelir.
Kara haber tez duyulur: Ölüm veya felâket haberi çabucak, ağızdan ağıza dolaşarak hemencecik herkes tarafından duyulur.
Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu: İleride bu işte yanlış bir hesap ve planlama olduğu ortaya çıkacak.
Karga, kekliği taklit edeyim demiş; kendi yürüyüşünü şaşırmış: Görgüsüz kişi, görgülü kişiyi taklit ederse gülünç olur. Daha komik bir duruma düşer.
Karga mandayı babası hayrına bitlemez: Hiç kimse başkasına yaptığı hizmeti karşılıksız yapmaz. Bu hizmetten kişi mutlaka bir menfaat gözetir.
Karga yavrusuna bakmış, "benim ak pak evladım" demiş: Kişinin kendi çocuğu kusurlu dahi olsa kişi onun kusurlarını görmez bilakis onu herkesten daha güzel görür.
Karınca, zevali gelince kanatlanır: Kişi ortamın, zamanın gereklerine aykırı taşkınlıklarda bulunursa kişinin düşmesi artık yakındır demektir.
Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar: İnsan her şeyi önceden planlamalıdır. Çalışıp kazanabildiği zamanı boş geçirmemeli, çalışamayacağı günler için geçimini sağlayacak varlık edinmelidir.
Karpuz kabuğunu görmeden denize girme: Bir işi yapmak için o işin en uygun zamanını beklemek gerekir.
Karpuz kabuğuyla büyüyen eşeğin ölümü sudan olur: Üstünkörü yapılan özensizce işler en ufak bir arızada hemen bozulur.
Kartala bir ok değmiş yine kendi yeleğinden: İnsana en büyük kötülük kendisine çok yakın olan kişilerden gelir.
Kasavetsiz ağız anahtarsız açılır: Herhangi bir sıkıntısı, kaygısı olmayan her konuda oldukça kolay konuşur.
Katıra baban kim demişler, dayım attır, demiş: Aşağılık duygusu olan kişiler kendisini üstün gösteren yönleri ön plana çıkarır. Bazı gerçekleri gizler veya geçiştirir.
Kavgada kılıç ödünç verilmez: Elimizdeki bir şeyi zararımız olan bir şey için kullanmamak gerekir.
Kavurga karın doyurmaz: Gerçek ihtiyaçlar, oyalayıcı, günü birlik şeylerle karşılanmaz.
Kavurganın yananı sıçrar: Bir toplulukta en sıkıntılı kişinin sesi daha çok çıkar.
Kaya uçmazsa dere dolmaz: Büyük bir eksiği kapatabilmek ancak büyük bir özveri ile olur.
Kaybolan koyunun kuyruğu büyük olur: Kişinin kaçırdığı fırsatlar genelde büyük fırsatlardır.
Kayış bilir, yutan ne çeker: Ağır, zor bir işi ancak o işi yapan kişi bilir. O işe emek veren kişi anlar.
Kaymağı seven mandayı yanında taşır: Sevdiği şeyi kaybetmek istemeyen onunla ilgili araçları elinin altında bulundurmalı, bunun için gereken sıkıntılara katlanmayı bilmelidir.
Kaynana pamuk ipliği olup rahattan düşse gelininin başını yarar: Kaynananın en yumuşağı, geçimlisi bile gelinini sevmez. Onun her hareketi bu sevgisizliğe bir işaret olur.
Kaynayan kazan kapak tutmaz: İçin için büyüyen bir olay, bir duygu çok geçmeden patlak verir.
Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez: Bir şeyde çoğu elde etme olanağı varken ondan daha az olan gözden çıkarılabilir.
Kaz kazla, daz dazla, kel tavuk kel (topal) horozla: Kişi, kendine denk kişilerle arkadaşlık etmelidir, onunla oturup kalkmalıdır.
Kaza geliyorum demez: Kazaların, kötü şeylerin ne zaman olacağını kestirmek olanaksızdır. Buna her zaman hazırlıklı olmak gerekir.
Kazan kazana kara demiş: Suçlu, kusurlu kişiler kendi suçlarını bilmez, kendi kusurlarını görmezler. Başkalarında kötü bir şey gördüğü anda onu kınar.
Kazanırsa dost kazan, düşmanı anan da doğurur: Kişi, sürekli dost kazanmaya çalışmalıdır. Düşman kazanmak oldukça kolaydır fakat önemli olan dost kazanmaktır.
Keçi geberse de kuyruğunu indirmez: İnatçı kişileri inadından vazgeçirmek imkânsızdır.
Keçi kurttan kurtulsa gergedan olur: Bir işte tehlikeli bir durum yoksa o şey oldukça gelişir. Tehlikeler, zararlar olmasa her şey alabildiğine gelişir.
Keçide de sakal var: Sakal, kişiye değer kazandırmaz, ona bir şey katmaz.
Keçinin uyuzu, çeşmenin gözünden su içer: Değerli olmayan kişiler kendilerini en güzel şeye layık görürler.
Kedi yavrusunu yerken sıçana benzetirKişi yanlış bildiği bir işi yaptığı zaman kendini mazur göstermek için kendince bir bahane uydurur.
Kedi uzanamadığı ciğere pis der: İnsanlar elde edemedikleri şeyleri istemiyorlarmış gibi görünürler. İşin aslı tam tersidir. Aslında kişi o şeye şiddetle kavuşmak ister.
Kedinin boynuna ciğer asılmaz: Güvensiz birine bir şey emanet edildiğinde o şey ya zarar görür ya da ortalıktan toz duman olur. Her şey herkese emanet edilmez.
Kedinin kanadı olsaydı serçenin adı kalmazdı: Saldırgan özelliği olanlar, içlerinden geçirdikleri şeyleri yapabilecek şeye sahip olsalardı kendisinden güçsüz olanları kolaylıkla ortadan kaldırırlardı.
Kefenin cebi yoktur: Kişi ne kadar para biriktirirse biriktirsin kişinin onu diğer dünyaya götürme olasılığı yoktur. Dolayısıyla insan her zaman mert olmalıdır.
Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur: Değersiz bulunan bir şey yitirildi mi bulunmaz, çok değerli bir şeymiş gibi nitelendirilir.
Kel yanında kabak anılmaz: Bir kişinin yanında, dolaylı da olsa onun kusurunu hatırlatabilecek sözler sarf edilmemelidir.
Kele köseden yardım olmaz: Yardıma muhtaç kişiler herhangi bir konuda başkasına yardım edemez.
Kelin ayıbını takke örter: Mal, mülk, zenginlik bazen birçok ayıbı örter.
Kelin ilâcı olsa başına sürer: Kendi derdine çare bulamamış kendi işini halledememiş kişiler başkalarının derdine çare bulamaz.
Kendi düşen ağlamaz: Bir şeyde rızasıyla yer alan kişinin o şeyin zararından dolayı yakınmaya hakkı yoktur. Kişi bunun sonucuna da katlanmalıdır.
Kepenek altında er yatar: Kişi, kılık ve kıyafetine göre davranmamalıdır. Üstünde doğru dürüst bir giysi olmayan nice değerli kişiler vardır.
Keseye danış, pazarlığa sonra giriş: Bütçeyi, alım gücünü tam bilmeden kişi bir şey almaya girişmemelidir.
Keskin sirke küpüne zarar verir: Öfkeli kişi kendi sağlığını bozar, işlerini alt üst eder.
Kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz: İnsan, rehber edineceği kişiyi dikkatle seçmelidir. Kötü bir kişiyi seçerse bu, onun başına türlü felaketlere sebep olabilir.
Kılıç kınını kesmez: İnsan her ne kadar kızgın, öfkeli olsa da yanındakilere, yakınlarına zarar vermez.
Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan: Kişi, arkadaşlık ettiği insanlardan etkilenir. Onun alışkanlıklarına, düşüncelerine, davranışlarına özenir.
Kırk yıllık kani, olur mu yani: Ömrünü iyilikle dürüstle geçirmiş biri ömrünün sonlarında kötü olmaz.
Kırkından sonra azanı teneşir paklar: Yaşlandığında ahlâksız yola sapan insanları doğru yola getirmek çok zordur. Bunların sonu hüsrandır.
Kırlangıcın zararını biberciden sor: Kırlangıç, görünüşte zararsız görünür. Bibere çok düşkün olduğundan onun ne kadar zararlı biri olduğu ancak biberci bilir.
Kısa günün kârı az olur: Gününü iyi kullanamayan dolayısıyla kısa süre çalışılarak yapılan işten elde edilecek kazanç oldukça az olur. Güne erken başlamak gerekir.
Kısmet gökten zembille inmez: Kısmet, çalışıp çabalamadan kişinin ayağına gelmez.
Kısmetinde ne varsa kaşığında o çıkar: İnsan çok çabalasa dahi insanın nasibinde, kısmetinde olan insanı bulur.
Kısmetsiz köpek, sabaha karşı uyuyakalır: Bir kişi şanssız ise rızkına en yakın olduğu zamanda mutlaka başına bir şey gelir.
Kış kışlığını, kuş kuşluğunu gösterir: Doğanın mevcut kanunları değişmez. Her şey özelliğini bir şekilde belli ettirir.
Kız evi, naz evi: Düğünlerde kızın olduğu taraf nazlı olur.
Kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya varır, ya zurnacıya: Tecrübesiz, eğlenceye düşkün olup ileriyi göremeyen kızları, büyükleri uyarmazsa bunlar uygun olmayan kişilerle evlenir. Aile denetimi kaçınılmazdır.
Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla: Birine söylenilmek istenenin dolaylı bir şekilde iletilmesidir. Doğrudan söylenemeyen duygu ve düşüncelerin bir kimsenin yakınına söylenmesidir.
Kızını dövmeyen dizini döver: Kızını iyi yetiştirmeyen ona iyi terbiye vermeyen anne, kızı el kapısında beceriksizliği yüzünden sıkıntı çektiği zaman dövünür durur.
Kimin tavuğuna kış (kışt) demişiz: Hal ve hareketlerimizle kimi rahatsız etmişiz.
Kimine hay hay, kimine vay vay: Bu dünyada bazı şeyler kimine üzücü kimine de sevindirici gelir. Bazı kişiler her istediğine kavuşur bazıları hiçbir şeyi elde etmezler.
Kiminin parası, kiminin duası: Her şey para değil dua da önemlidir. Bazıları bir şey için para verir bazıları dua eder.
Kimse ayranım ekşi demez: Herkes satacağı malı över. Kendi tutumunu ve tuttuğu kimseleri savunur. Başkaları eleştirse bile onlara toz kondurmaz.
Kimse kendi memleketinde peygamber olmaz: Kişinin değeri doğup yetiştiği çevre tarafından tam olarak bilinmez. Yabancılar bu çevrelerde daha değerli olarak bilinir.
Kimse yoğurdum ekşi demez: Kişi, her zaman kendi iş ve hareketlerini beğenir. Kendi işini, davranışını över.
Kimsenin ahı kimsede kalmaz: Bir yerde birine zulüm yapılırsa  bu, ona zulmedenin burnundan mutlaka gelir.
Kimsenin çırası tana kadar yanmaz: Kimse ömrünün sonuna kadar parlak, güzel bir yaşam sürmez.
Kişi refikinden azar: Kötü arkadaş kişiyi yoldan çıkarır.
Kocana göre bağla başını, harcına göre pişir aşını: Davranışlarını gerçek sebepler için yap. 
Koç koyundan seçkel gerek: Topluma önder, lider olacak kişinin toplumdaki bireylerden daha üstün özelliklere sahip olması gerekir.
Koç yiğit bunalıp ölmez: Atak, cesur, çalışkan kişiler zor durumlarla mücadele edip onları aşar.
Koça boynuzu yük olmaz: Kişiye kendisinin ve yakın çevresinin sorumluluğu ağır gelmez.
Komşu hakkı, Tanrı hakkıdır: Komşunun komşu üzerindeki hakkından daha üstün bir hak yoktur.
Komşu kızı almak, kalaylı kaptan su içmek gibidir: Komşu, komşu kızını gelin olarak aldığı zaman onu diğer alabileceği kızlardan daha iyi tanıdığı için içi rahat olur.
Komşu komşunun külüne muhtaçtır: Bir arada yaşama yardımlaşmanın gereğidir. Dolayısıyla komşular, birbirlerine en küçük şey için kül kadar değersiz olsa da ihtiyaç duyar.
Komşuda pişer, bize de düşer: Çevremizdekilerin güzel şeylere kavuşmasının mutlaka kişiye de bir yansıması olur.
Komşun kör ise sen kıpa bak: Kişi, komşusundan her açıdan üstün olsa da bunu ona çok fazla sezdirmemelidir.
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür: Başka birinin malı, kişiye olduğundan daha değerli görünür. Çünkü insanoğlu, başkasının elindekine çoğunlukla özenir.
Kork Allah'tan korkmayandan: Bir kişi Allah'tan korkmuyorsa her türlü kötülüğü yapabilir. Böyle kişilerden korkmak gerekir.
Kork aprilin beşinden, öküzü ayırır eşinden: Baharın nisan ayının beşinde hava, çift süren iki öküzü birbirinden ayıracak denli soğuk olur.
Korkak bezirgân ne kâr eder ne zarar: Cesaretli olmayan tüccar, kendisini zarardan korur fakat cesur davranmadığı için kazanç da sağlayamaz.
Korkulu düş görmektense uyanık yatmak hayırlıdır: Tehlikeli olan bir iş varsa ondan vazgeçip daha az tehlikeli bir işe girişmek gerekir.
Korkunun ecele faydası yoktur: Kişi korkmakla kendisine gelecek bir kötülüğü önleyemez. Bunun için boş yere korkup ızdırap çekmemelidir.
Koyma akıl akıl olmaz: Akılsız kişiler başkasının verdiği akıl ile iş yapamaz. Bu, devamlı olmaz ve bunun sonu gelmez.
Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler: İstenilen nitelikte olan şey bulunamayınca onun daha düşük olanına da çoğunlukla razı olunur.
Köpeğe gem vurma kendisini at sanır: Değersiz olduğu hâlde değer verilen biri ve bir makama getirilen kişi, kendisini kıymetli zannedip buna inandırır.
Köpek ekmek yediği kapıyı tanır: İyilik eden kişi mutlaka bu iyiliğin karşılığını bir gün bulur. Köpek bile yeri geldiğinde sahibini tanır ve onu ısırmaz.
Köpek sahibini ısırmaz: Hiç kimse, kendisini koruyan kendisine iyiliği dokunan kimseye kötülük yapmaz.
Köpek suya düşmeyince yüzmeyi öğrenemez: Bir kişi zor durumda kalınca mutlaka bir çözüm yolu bulur. Uğraşıp o işin yolunu öğrenir.
Köpeksiz köy bulmuş da çomaksız geziyor: Kendisine karşı çıkacak, kendisini rahatsız edecek kimse olmadığı için istediği gibi hüküm sürüyor.
Köprünün altından çok su geçti: Geçen sürede şartlar çok değişti, eski durum artık yok.
Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı derler: Kişi, kendisinden yardım beklediği aşağılık kimseye, işi bitinceye kadar, "Soylusun, boylusun" diye dil döker.
Kör pazara varmasın, pazar körsüz kalmasın: Bir şey satın almasını bilmeyen kimseler alışverişe çıkmamalıdır. Bu kişiler alışverişe çıkarsa esnaf sevinir.
Körle yatan şaşı kalkar: Kişi kiminle arkadaşlık ederse ondan etkilenir. Onun huyunu edinir.
Körler memleketinde şaşılar padişah olur: Bilgisiz, cahil kişilerin olduğu bir çevrede çok az bilgisi olan kişi arif görünür.
Köseyle alay edenin top sakalı kara gerek: Başka biriyle alay eden kişinin bir kusuru olmamalıdır.
Kötü haber tez duyulur: Olumsuz şeyler toplum tarafından çabuk duyulur.
Kötü komşu insanı hacet sahibi eder: Komşuluk ilişkilerini bilmeyen bir komşu komşusuyla bir şey paylaşmaz. Dolayısıyla komşusundan istediği her şeyi satın almak zorunda kalır.
Kötü söyleme eşine, ağı katar aşına: Vakit geçirdiğin kişilere kötülük yapma çünkü onlar kötülük yaptığını görseler daha büyük bir kötülük yapacaklar.
Kötürümden aksak, hiç yoktan torlak yeğdir: Kusurlu dahi olsa bir şeyin varlığı, hiç bulunmamasından daha iyidir.
Köylü, misafir kabul etmeyiz demez, konacak konak yoktur der: Bir kişi bir işi yapmak istemediği zaman birtakım gerekçeler, bahaneler ileri sürer. Böylece doğrudan değil dolaylı olarak karşısındaki kişiyle iletişime geçer.
Kul azmayınca Hak yazmaz: İnsanın başına gelen olumsuzluklar insanın yaptıkları yüzündendir. Allah, hiçbir kuluna haşa haksızlık etmez.
Kul hatasız olmaz: Kişi yanılmamak için ne kadar dikkat ederse etsin yine yanılır.
Kul sıkışmayınca Hızır gelmez: Kişinin başı dara düşmeyince kişi bir şeyin çözüm yolunu aramaz.
Kurcalama sivilceyi çıban edersin: Küçük bir sorunu sürekli gündemde tutmak onu büyük, üstünden gelinemeyecek büyük bir sorun haline getirebilir.
Kurdun adı yaman çıkmış tilki vardır baş keser: Toplumda öyle kurnaz, kötü kişiler var ki bunlar herkesçe bilinen kötü kişilerden daha tehlikeli olabilirler.
Kurt dumanlı havayı sever: Niyeti bozuk insanlar, karışık ortamlarda kendilerini engelleyecek kimseler olmadığı için bu ortamları severler.
Kurt kocayınca köpeklere maskara olur: Güçlü kişi, zamanla gücünü yitirince vaktiyle karşısında el bağlayan korkup çekinen kişilerin eğlencesi durumuna düşer.
Kurtla görüşürsen köpeğini yanından ayırma: Kötü biriyle buluşacak kimse tedbiri elden bırakmamalıdır.
Kurtla koyun, kılıçla oyun olmaz: Birbirleri için zararlı olan şeyler bir arada bulunmamalıdır.
Kuru gayret, çarık eskitir: Bir işi plansız, programsız çözmeye çalışmak boşunadır. Çözüm yollarını ve planlamayı yapıp öylece o işe girişmek gerekir.
Kurunun yanında yaş da yanar: Bozulan ortamı düzeltmek için güç kullanılması gerektiğinde bazen suçsuz olan da suçlu gibi cezalandırılır.
Kusursuz dost arayan dostsuz kalır: Herkesin mutlaka bir eksiği, yanlışı vardır. Kişi, dostundaki ufak tefek hataları görmemelidir.
Kuş kanadına kira istemez: Kişi, kendi işi için bir çaba harcarsa bunun karşılığını başkasından istemez. Bu, abes, boş bir şey olur.
Kuşa kafes lazım, boruya nefes: Bir şeyden faydalanmak için kullanılacak araç ve gereç o işin niteliğine uygun olmalıdır.
Kuşa süt nasip olsa anasından olurdu: Bir kişinin yaratılışı bir şeyden yararlanmaya elverişli değilse o kişi ne yaparsa yapsın o şeyden faydalanmaz.
Kuşkulu uyku evin bekçisidir: Uykusu hafif olan hemen uyanan kişiler sürekli uyanık olduklarından birer bekçi görevi görürler.
Kutsuz kuşun yuvası doğan yanında olur: Şanssız insanlar, genellikle saldırgan, kötü kişilerle komşu olur. Her yerde o kişilere denk gelirler.
Kuzguna yavrusu anka görünür: Kişiye işi ne kadar kötü olsa da çocuğu çok çirkin olsa da bunlar ona hep iyi ve güzel görünür.
Küheylan at, çul içinde de bellidir: Yetenekli, becerikli kişiler kötü elbise dahi giyseler kendilerini bir şekilde belli ettirirler.
 
 

https://sevgi-sitem.tr.gg

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol